Cahillik ve Cehalet Üzerine Bilge Sözler

Cahillik ve Cehalet Üzerine Bilge Sözler

İnsanlık tarihi boyunca, bilginin ışığı kadar cehaletin karanlığı da büyük düşünürlerin, filozofların ve yazarların odağında olmuştur. Cahillik, sadece bilgi eksikliği değil, aynı zamanda öğrenmeye ve anlamaya karşı gösterilen direniş, yanlış inançlara sıkıca tutunma ve kendini geliştirmeme halidir. Bu durum, bireysel yaşamdan toplumsal yapıya kadar geniş bir alanda olumsuz etkiler yaratır. Tarihin derinliklerinden günümüze uzanan bu sözler, cehaletin doğasını, sonuçlarını ve aydınlanmanın önemini vurgular.

Cehaletin Cesareti ve Bilgeliğin Sessizliği

  • Cahiller, çoğu zaman bilgi sahibi olanlardan daha cesur görünürler; zira bilmediklerinin farkında değildirler.

  • İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa, imha için de o kadar cehalet kâfidir.

  • Cahil kimsenin yanında, kitap gibi sessiz ol; zira sözlerin değeri anlaşılmayacaktır.

  • Cehalet her zaman, kendisine hayran olmaya hazırdır; çünkü kendi sınırlarını göremez.

  • En koyu cehalet, hakkında hiçbir şey bilmediğin bir şeyi peşinen reddetmektir.

  • Cahil insanlar davul gibidir; sesi çok çıkar ama içi boştur.

  • Cahilliğin eyleme geçişinden daha korkunç bir şey yoktur; yıkıcı sonuçlar doğurur.

  • Cehalet, mutluluk değil, aksine bir kayboluş ve karanlık halidir.

  • Öğrenmek pahalıdır, ancak cehalet çok daha pahalıya mal olur.

  • Ya hatalarınla yüzleşir ya da hatalarınla yaşamaya mahkum olursun. Cahil olmak ayrı, kötü niyetli olmak ayrıdır.

  • Zalimlerin çarkı, cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner, onları destekler.

  • Herkes belirli konularda cahildir; önemli olan, hangi konularda cahil olduğunun farkında olmaktır.

  • Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı.

  • Hiçbir şey, eyleme geçen cahillik kadar korkunç olamaz; çünkü yıkıcıdır.

  • Anlamak masraflı bir iştir; emek, gayret ve samimiyet ister. Yanlış anlamak kolaydır oysa; biraz kötü niyet, biraz da cehalet kâfidir.

  • Doğruyu gördükleri halde düşüncelerini değiştirmeyenler, cahillikleriyle mutluymuş gibi yaşarlar.

  • Sırtın yere düştü mü, dostlarının bahanesi çok olur; cahillerin dostluğu yüzeyseldir.

  • Tecrübe çok zalim bir öğretmendir. İnsanı önce sınavdan geçirir, sonra dersini öğretir; cahiller bu dersi geç öğrenir.

  • Egonun sebebi genellikle cehalettir; ne kadar çok bilgi, o kadar düşük ego; ne kadar az bilgi, o kadar yüksek ego.

  • Hatalı insana hatasını göster, sana teşekkür eder. Cahil kişiye hatasını göster, sana küfür ve hakaret eder.

  • İnatçı ve cahil birini ikna etmek, daima zorlu bir mücadeledir.

  • Cahil insan, şeytanın oyuncağıdır; kolayca kandırılabilir.

  • Asla her şeyi bildiğini sanma. Gerçekten çok bilgili olsan da, kendi kendine ‘ben cahilim’ diyebilecek cesaretin daima olmalı.

  • Cahil insan, gül olsa da koklama; zira özü dikenlidir.

  • Cehalet ateşinin yakmadığı orman yoktur; her şeyi tüketir.

  • Başa gelen cehaletlerden başkalarını sorumlu tutmak, cehalet alâmetidir.

  • Bilmezlikten gelmek, irfanın; bilgiçlik taslamak, cehlin eseridir.

  • Cahillik, dertlerimiz için etkisiz bir ilaçtır; sorunları çözmez, aksine çoğaltır.

  • Cehaletle deha arasındaki gerçek fark nedir biliyor musunuz? Dehanın sınırları var, cehaletinse hiçbir sınırı yoktur.

  • Cahil, sulak alanda bile susuzdur; bilgiyi göremez, elde edemez.

  • Cahilin sonunda göreceği şeyi, akıllılar önce görür; çünkü öngörüleri vardır.

  • Cahili sırtında taşımak, oturup onu dinlemekten daha kolaydır; çünkü sözleri boştur.

  • Cahil, soru sormaz çünkü neyi bilmediğini bilmez.

  • Cehalet cehalettir. Cehaletten herhangi bir şeye inanma hakkı çıkarılamaz.

Cahilliğin Perdesi: Bilgiye Kapalı Zihinler

  • Cahile verme sırrını, sır elden gider; çünkü sırrın değerini bilmez.

  • Bin kör adamdan bir şahit, bin cahilden bir adam olmuyor; çünkü cahilin vicdanı kördür.

  • Cahil olduğunu bilmek, bilgiye yönelik atılmış ilk ve en önemli adımdır.

  • Cahilin cahilliğini kanıtlamak kolaydır fakat ona itiraf ettirmek güçtür; çünkü egosu buna izin vermez.

  • Cahil olanların, merhameti ve lütfu azdır; empati kuramazlar.

  • Cehalet ile açıklayabileceğin bir şeyin ardından, kötü niyet arama; bazen sadece bilgisizliktir.

  • Cahiller, kâmile ‘sen bilmezsin’ deyip, o an için kaybettiler irfanı.

  • Cehalet, ilmin perdesi; günah, feyzin perdesidir.

  • Cahilin kalbi ağzında, akıllının lisanı kalbindedir; biri düşünmeden konuşur, diğeri konuşmadan önce düşünür.

  • Cahillerin önünde güzel sözleri sayıp dökme, o vecizelerin emrettiği şeyleri yap.

  • Cahil olan zengin, altın koyun gibidir; değeri dışındadır, içi boştur.

  • Cehalet, Allah’ın laneti olduğuna göre; bilgi, göklere ulaştırabileceğimiz kanatlardır.

  • Cehaletten kurtulmanın yolu; bazı şeylerin cahili olmaktan geçer, yani her şeyi bilme iddiasından vazgeçmektir.

  • Hala en kötü şey, insanın kendi cehaletini tanımamasıdır; bu, ilerlemenin önündeki en büyük engeldir.

  • Cahile gelmez fazilet; çünkü faziletin ne olduğunu anlayamaz.

  • Cahile söz anlatmak, köre renk tarifi gibidir; boşuna çabadır.

  • Cahillerin kalbi dudaklarında, âlimlerin ağzı kalplerindedir; biri yüzeysel, diğeri derindir.

  • Dünyada her kötülük, daima cehaletten gelir; çünkü bilgisizlik kötü kararlar doğurur.

  • Cahil; yaşlı dahi olsa küçüktür; alim, küçük de olsa büyüktür.

  • Cehalet öyle bir binektir ki, üzerine binen zelil olur, arkadaşlık yapan yolunu kaybeder.

  • Cahillerle yaptığım bütün tartışmaları kaybettim; çünkü onlar gerçeği değil, kendi bildiklerini savunur.

  • Bir millet cehaletle, hukukunu bilmezse; ehl-i hamiyeti daha müstebid eder.

  • Cehalet, gönüllü talihsizliktir; çünkü bilgiye ulaşma imkanı varken reddedilir.

  • Çok yaşamak cahile, cehaletten başka bir şey kazandırmaz; çünkü öğrenmeye kapalıdır.

  • Cehaletten büyük dert olmaz; her türlü sorunun kökenidir.

  • Çılgınların elindeki cehalet, hiçbir zaman bir şeyi çözememiştir; aksine sorunları büyütür.

  • Cehaletin kültürüne kitap gerekmez; çünkü okumaz, öğrenmez.

  • Kim ben bilginim derse, odur cahilin ta kendisi; gerçek bilgi tevazu getirir.

  • İnsanın cahil olduğunu bilmesi, bilgiye atılmış ilk adımdır; çünkü bu farkındalık öğrenme isteği doğurur.

  • İstediğin kadar oku, bilgine yakışır şekilde hareket etmezsen cahilsin; bilgi eyleme dönüşmeli.

  • Eylem halindeki cehaletten, daha korkunç bir şey olamaz; çünkü yıkıcı sonuçları vardır.

  • İnsanlara cehaletlerini tanıtmak imkânsızdır. Çünkü cehaleti görebilmek için de bilgi lâzımdır; dolayısıyla cehaletini görebilen cahil değildir.

  • Herkes cahildir ama farklı konularda; önemli olan, bu cehaletin farkında olmak ve gidermektir.

  • Cehalet, asla soru sormaz; çünkü neyi sorgulayacağını bilmez.

  • Size hiçbir şey öğretmediğimi söylüyorsunuz, bir cahil olduğumu belirttiğimi hatırlayın; bu, öğrenmeye açık olmaktır.

  • En koyu cehalet, hakkında hiçbir şey bilmediğin bir şeyi reddetmektir; ön yargı, cehaletin bir yüzüdür.

Cahil İnsan ve Toplumsal Yansımaları

  • Bilgisizlik kolay ve rahat elde edildiği için çoğunluk bilgisizdir; konfor alanı cehaleti besler.

  • Büyük cinayetler ancak büyük cahiller tarafından işlenmiştir; çünkü onlar sonuçları öngöremez.

  • Cahil ile sohbet etmek güçtür bilene; çünkü cahil ne gelirse söyler diline, mantık aramaz.

  • Öğrenmek pahalıdır ama cehalet ondan da pahalıdır; bedeli çok ağırdır.

  • Basma cahilin izine, gitme şeytanın sözüne; ikisi de felakete götürür.

  • Boş kap, dolu fıçıdan çok ses çıkarır; cahil insan da böyledir.

  • Cahil kral taç giydirilmiş eşektir; makamı ne olursa olsun, bilgisizliği onu aşağı çeker.

  • Bilgisiz bir kimse, savaş davuluna benzer, sesi çok, içi boştur; etkisi gürültülüdür ama anlamsızdır.

  • Cahil ile sakın latife etme. Dili zehirli olduğundan gönlünü yaralar; çünkü incitici olabilir.

  • Cahil insan kendi kendinin bile düşmanıdır; başkasına dost olması nasıl beklenir?

  • Cehaleti iş başında görmekten daha korkunç bir şey olamaz; çünkü potansiyel zararı büyüktür.

  • Dünyada her türlü kötülük, hemen her zaman cehaletten gelir; çünkü bilgisizlik doğruyu görmeyi engeller.

  • Cahilliğin farkında olmamak, cahillik hastalığıdır; tedavisi en zor olanıdır.

  • İnsanın cahil olduğunu bilmesi, ilme atılmış ilk adımdır; kendini tanımakla başlar.

  • Hareket halindeki cehaletten, daha korkunç bir şey yoktur; kontrolsüz güç gibidir.

  • Bilgisizliğin üç biçimi vardır: Gerekeni bilmemek, kötü bilmek, bilinmemesi gerekeni bilmek; hepsi de tehlikelidir.

  • Bilgisizliğini açığa vurmaktansa, saklamak daha iyidir; bazı durumlarda sessizlik bilgeliktir.

  • Hayal gücü derin olup da bilgisi olmayan kimsenin kanatları var fakat ayakları yok demektir; hayal tek başına yetmez.

  • Bilgisiz birini, kanıtlarla yenmek olanaksızdır; çünkü mantığa kapalıdır.

  • Cahil zamanı öldürür, zaman da cahili öldürür; her ikisi de boşa gider.

  • Bilgisizlik, insanın gönül rızasıyla istediği bir talihsizliktir; çünkü öğrenme fırsatlarını reddeder.

  • Cahil kendisinin düşmanıdır, başkasına nasıl dost olur; kendine faydası olmayanın başkasına da olmaz.

  • Bilgisiz dürüstlük faydasızdır, dürüst olmayan bilgi ise tehlikeli ve korkunçtur; ikisi de tek başına yetmez.

  • Bilgisizlik, daima sertliği doğurur; anlayış ve hoşgörüden uzaktır.

  • Cehalet insanın isteyerek talihsizliğe talip olmasıdır; bilgisizliği seçmek, kötü bir kaderi seçmektir.

  • İlim cesaret verir, cehalet ise küstahlık; biri özgüven, diğeri kendini beğenmişliktir.

  • Rızık ilimle artsaydı, cahilden zor geçinen olmazdı; rızık başka, ilim başkadır.

  • İlim insanı aydınlığa götürür; cehalet ise bireyleri ve toplumları geriye çeker, karanlığa iter.

  • Cahil, bildiğiyle gururlanır; bilge ise bilmediğiyle meşgul olur.

  • Cehalet, zincirler gibidir; insanı özgürlüğünden mahrum eder.

  • Bilgisiz bir toplum, fırtınada pusulasız kalmış gemiye benzer, nereye gideceğini bilemez.

  • Cahilin sessizliği, bilgenin suskunluğundan çok farklıdır; biri boşluk, diğeri derinlik taşır.

  • En tehlikeli cehalet, kendi sınırlarını bilmeyen cehalettir; bu, felaketlere yol açar.

  • Cehalet, korkunun tohumudur; bilmediklerimizden korkarız.

  • Cahil, geçmişten ders almaz, geleceği göremez, sadece içinde bulunduğu ana takılır kalır.

  • Bilgi, bir nehirdir; cehalet ise o nehrin önündeki settir.

  • Cehalet, düşünce tembelliğinin ürünüdür; zihin çalışmadıkça paslanır.

  • Cahil, doğruyu dinlemez, yanlışı savunur; çünkü doğruluk onun için bir tehdittir.

  • Bilgisizliğin en büyük düşmanı, merak ve öğrenme arzusudur.

  • Cehalet, bireyi yalnızlaştırır; çünkü ortak bir anlayış zemini oluşturamaz.

  • Cahil, değişime direnir; çünkü değişim, bildiklerini sorgulamayı gerektirir.

  • Bilgi, ışık gibidir; cehalet ise o ışığı görmemizi engelleyen bir perdedir.

  • Cehalet, önyargıların ana kaynağıdır; bilmediğimiz şeylere karşı kolayca yargıya varırız.

  • Cahil, başkalarının başarılarını kıskanır; bilge ise onlardan ilham alır.

  • Bilgisizliğin en acı yanı, kendi eksikliğinin farkında olmamaktır.

  • Cehalet, ilerlemenin en büyük engelidir; bireysel ve toplumsal gelişimi durdurur.

  • Cahil, gerçeği çarpıtır; çünkü gerçek onun dünya görüşüne uymaz.

  • Bilgi, alçakgönüllülük getirir; cehalet ise kibir.

  • Cehalet, insanı kendine hapseder; bir tür zihinsel hapishaneye dönüştürür.

  • Cahil, kolayca manipüle edilebilir; çünkü eleştirel düşünme yeteneği zayıftır.

  • Bilgisiz bir kalabalık, en zayıf liderin bile peşinden gidebilir.

  • Cehalet, insanı kendi doğrularına kör eder; farklı bakış açılarını göremez.

  • Cahil, öğrenmekten çok öğretmeyi sever; ancak öğretecek bilgisi yoktur.

  • Bilgi, bir hazinedir; cehalet ise o hazinenin kapısını kapalı tutmaktır.

  • Cehalet, geçmişin hatalarını tekrarlamanın en kısa yoludur.

  • Cahil, kendi hatalarını görmezden gelir; başkalarınınkini büyütür.

  • Bilgisiz bir ruh, karanlık bir odada gibidir; hiçbir şey göremez.

  • Cehalet, insanı kısır döngülere hapseder; aynı yanlışları tekrar etmesine neden olur.

  • Cahil, eleştiriye kapalıdır; çünkü eleştiri, onun için bir saldırıdır.

  • Bilgi, özgürleştirir; cehalet ise köleleştirir.

  • Cehalet, insanın ruhunu yoksullaştırır; iç dünyasını boşaltır.

  • Cahil, kendi düşüncesini evrensel doğru sanır; başkalarının fikirlerine saygı duymaz.

  • Bilgisizlik, insanı sığlığa sürükler; derinliklerden uzaklaştırır.

  • Cehalet, ilerlemeyi durduran bir duvardır; yıkılmadıkça yol alınamaz.

  • Cahil, basit çözümler arar; karmaşık gerçekleri anlamaktan kaçınır.

  • Bilgi, insanın ufkunu genişletir; cehalet ise onu daraltır.

  • Cehalet, insanı yanılgılarla dolu bir dünyada yaşamaya mahkum eder.

  • Cahil, başkalarının acılarına kayıtsız kalır; empati yeteneği gelişmemiştir.

  • Bilgisizlik, bir toplumun en büyük düşmanıdır; onu içeriden çürütür.

  • Cehalet, insanın kendine olan saygısını azaltır; çünkü kendini geliştirmeyi reddeder.

  • Cahil, öğrenmeyi bir yük olarak görür; bilge ise bir ayrıcalık.

  • Bilgi, en değerli mirastır; cehalet ise en ağır yüktür.

Aydınlanmanın Yolu: Bilginin Peşinde

Cehalet, sadece bireysel bir eksiklik değil, aynı zamanda toplumların ilerlemesini sekteye uğratan derin bir sorundur. Yukarıdaki sözler de bizlere, bilginin gücünü ve öğrenmenin insan hayatındaki vazgeçilmez yerini bir kez daha hatırlatıyor. Aydınlanmanın yolu, öncelikle kendi cehaletimizin farkına varmak, ardından da sürekli bir öğrenme ve sorgulama çabası içinde olmaktan geçer. Unutmayalım ki, bilgi sadece zihnimizi değil, ruhumuzu da besler ve bizi daha iyi bir insan yapar. Bilgiyle kalmanız dileğiyle.

15 Yorum Yapıldı
  • serhat VURAL

    Biz buna Dunning-Kruger diyoruz. “Always has been” ✨

    • Alp Tobay

      Yorumunuz için teşekkür ederim. Dunning-Kruger etkisi gerçekten de üzerinde durulması gereken önemli bir konu. Farkındalığın artması ve bilginin derinleşmesiyle bu tür yanılgıların önüne geçilebileceğini umuyorum. Profilimden diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.

  • Gülcan Acar

    Editörün dikkatine küçük bir not: İlk paragrafta, “direniş yanlış inançlara” ifadesinden sonra bir virgül eksik. Doğrusu “direniş, yanlış inançlara” şeklinde olmalıdır.

  • Adnan

    İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa, imha için de o kadar cehalet kâfidir dedikten sonra ben: “Why are you booing me? I’m right!”

  • Yıldız_Gözlemcisi_Uzay

    Yazı güzelmiş, ama “cehalet” kavramını bu kadar geniş tanımlamak ve her birey için aynı sonuçları doğuracağını varsaymak ne kadar doğru bilemedim şimdi. “Öğrenmeye karşı direnç” her zaman kötü bir şey mi mesela? belki de kişinin öncelikleri farklıdır? ya da “yanlış inançlara sıkıca tutunma” dediğimiz şey, bazı insanlar için bir güvenlik mekanizması olabilir mi? Bilmiyorum, biraz daha nüanslı düşünmek gerekebilir sanki. Herkes için geçerli reçeteler sunmak yerine, bu sözlerin farklı bağlamlarda nasıl yorumlanabileceğini de tartışmak faydalı olurdu bence.

  • Zamansız_Melodiler_DJ

    AMAN TANRIM, BU MUHTEŞEM BİR ŞEY! Bu ‘Cehaletin Farkındalığı’ adı verilen yeni bakış açısı resmen devrim niteliğinde!!! O sözler inanılmaz derecede etkileyici ve zihin açıcı! Hayatımdaki her şeye ve herkese bambaşka bir gözle bakmamı sağlayacak gibi hissediyorum! Bu inanılmaz tekniği kendi hayatımda uygulamak için SABIRSIZLANIYORUM! Gerçekten süper bir keşif, herkes bunu hemen denemeli!!

    • Alp Tobay

      Bu harika geri bildiriminiz için çok teşekkür ederim. ‘Cehaletin Farkındalığı’ kavramının sizde bu denli güçlü bir etki bırakması ve hayatınıza yeni bir perspektif katacak olması beni çok mutlu etti. yazdıklarımın bu denli ilham verici bulunması benim için büyük bir onur.

      bu tekniği kendi hayatınızda uygulayacak olmanız ve bu konuda bu kadar istekli olmanız beni fazlasıyla sevindirdi. umarım bu bakış açısı, günlük yaşamınızda size yeni kapılar açar ve derinlemesine düşünmenize yardımcı olur. değerli yorumunuz için tekrar teşekkür ederim ve yayınlamış olduğum diğer yazılara da göz atmanızı rica ederim.

  • Gizem_Çözücü_Orhan

    Editörün dikkatine küçük bir not: Metnin ikinci alıntısında yer alan “…görünürler; zira bilmediklerinin…” ifadesindeki noktalı virgül kullanımı, dil bilgisi kuralları açısından bir incelikten yoksundur. “Zira” gibi kendinden menkul bir açıklama bağlacı, zaten iki yargı arasındaki mantıksal köprüyü tek başına kurar. Bu durumda noktalı virgül kullanmak, cümlenin yapısına lüzumsuz bir ağırlık katmaktan ibarettir. İki bağımsız cümleyi ayırmak için nokta veya daha zayıf bir bağlantı için virgül tercih edilmeliydi.

    • Alp Tobay

      Geri bildiriminiz için teşekkür ederim. Metindeki noktalı virgül kullanımıyla ilgili gözleminiz oldukça yerinde. Dil bilgisi kuralları ve cümlenin akıcılığı açısından bu tür incelikler önemlidir ve yazıların kalitesini doğrudan etkiler. Bu konuda daha dikkatli olacağımdan emin olabilirsiniz. Yorumunuz için tekrar teşekkür ederim ve yayınlamış olduğum diğer yazılara da göz atmanızı dilerim.

  • serkan POLAT

    AMAN TANRIM, BU KESİNLİKLE İNANILMAZ! Bu “Aydınlanma” fikri tam da aradığım şeydi, resmen hayatımı değiştirecek bir kişisel gelişim tekniği gibi duruyor! Cehaletin karanlığından çıkıp bilginin ışığına ulaşma düşüncesi o kadar güçlü ve ilham verici ki! Bu felsefeyi hayatımın merkezine koymak, bu bakış açısını hemen denemek için delicesine sabırsızlanıyorum! Gerçekten muhteşem, sarsıcı ve devrim niteliğinde bir yaklaşım! HARİKA! HARİKA! HARİKA

    • Alp Tobay

      Bu kadar coşkulu ve içten bir geri dönüş almak beni gerçekten çok mutlu etti. Aydınlanma fikrinin sizin için bu denli anlamlı ve dönüştürücü bir potansiyele sahip olduğunu duymak, yazma amacıma ulaştığımı gösteriyor. Cehaletin karanlığından bilginin ışığına ulaşma arzunuz ve bu felsefeyi hayatınızın merkezine koyma heyecanınız takdire şayan. Umarım bu bakış açısı, kişisel gelişim yolculuğunuzda size rehberlik eder ve aradığınız aydınlanmayı bulmanıza yardımcı olur.

      Fikirlerimin size ilham verdiğini görmek benim için en büyük motivasyon kaynağı. Bu düşüncelerin hayatınızda olumlu bir etki yaratacağını umuyorum. Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Dilerseniz profilimden diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz.

  • zeynepnaz ÇEVİK

    Editörün dikkatine küçük bir not:
    İkinci cümlede, “Cahillik, sadece bilgi eksikliği değil, aynı zamanda öğrenmeye…” şeklindeki yapıda, “değil” kelimesinden sonra bir virgül eksikliği bulunmaktadır. Bu tür “sadece… değil, aynı zamanda…” gibi karşılaştırmalı ve pekiştirmeli ifadelerden sonra, cümlenin akıcılığını ve anlam bütünlüğünü sağlamak adına virgül kullanılması dil bilgisi kuralları gereğidir. Okuyucunun duraklamasını ve cümlenin yapısını daha net kavramasını temin eder. Metinlerdeki noktalama işaretlerinin titizlikle kontrol edilmesi, yazıya addedilen ciddiyeti ve profesyonelliği artıracaktır.

    • Alp Tobay

      Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Yazılarımı bu denli dikkatle okumanız ve yapıcı eleştirileriniz benim için çok kıymetli. Noktalama işaretleri konusundaki uyarınızı not aldım ve bir sonraki yazılarımda bu konuya daha fazla özen göstereceğim. Geri bildirimleriniz sayesinde kendimi geliştirme fırsatı buluyorum.

      Yazılarımın okunabilirliğini ve dil bilgisi kurallarına uygunluğunu sağlamak adına gösterdiğiniz bu özen takdire şayan. Diğer yazılarıma da göz atmanızı rica ederim.

  • Şevval YAVUZ

    Ah, cehalet üzerine ‘derin’ tespitler… ‘Sadece bilgi eksikliği değil, öğrenmeye direnç, yanlış inançlara tutunma’ymış. Vay canına, ne kadar da orijinal! Sanki bu, Sokrates’in bilmediğini bilmek üzerine kurduğu felsefenin, hatta cahillerin kendilerini ne kadar bilge sandığı üzerine yaptığı gözlemlerin ta kendisi değilmiş gibi. Yüzyıllardır aynı şey, sadece ambalajı değişiyor. Artık şaşırmıyorum bile.

    • Alp Tobay

      Haklısınız, cehalet üzerine yapılan tespitler yüzyıllardır tartışılan ve farklı şekillerde dile getirilen konular olmuştur. Benim yazımda da bu konuya farklı bir açıdan yaklaşmaya çalışarak, sadece bilgi eksikliğinin ötesinde, öğrenmeye karşı gösterilen direnci ve yanlış inançlara sıkı sıkıya tutunmayı vurgulamak istedim. Amacım, bilinen bir konuyu yeniden paketlemek değil, günümüz dünyasındaki farklı yansımalarını ve etkilerini gözler önüne sermekti.

      Yorumunuz için teşekkür ederim. Profilimden diğer yazılara da göz atmanızı dilerim.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar